ENVER KARAKTERİNİN BENİMSENDİĞİNİ HİSSEDİYORUM
Öncelikle NOW ailesine hoş geldiniz Alper Bey :) Gaddar dizisinde Enver karakterine hayat veriyorsunuz. Öncelikle karakterinizle ilgili aldığınız geri dönüşleri sormak isteriz…
Teşekkür ederim, hoş buldum. Benim gördüğüm kadarıyla seyircinin hissiyatı genelde olumlu yönde. Hem hikayenin hem de Enver karakterinin benimsendiğini hissediyorum.
Enver babası tarafından ezilen bir karakter, ondan daha iyi işler yapabilmek için de ortalığı hep karıştırıyor, babasından daha iyi bir isim olmaya çalışıyor. Siz onun başarılı olabilmek için seçtiği yol ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
İzlediği yolu doğru bulmuyorum fakat Enver’in çocukluğu, sosyal çevresi ve babasıyla olan ilişkisini düşündüğümde karakterin güç konusundaki motivasyonunu anlayabiliyorum.
ENVER İÇİ ÇOK RENKLİ VE ATEŞ GİBİ BİR KARAKTER
Size göre Enver nasıl bir karakter ve canlandırması en keyifli yanları neler?
Enver soğukkanlı görüntüsünün altında içi çok renkli ve ateş gibi bir karakter. Haliyle bir sonraki adımda ne yapacağını kestiremiyor olmak heyecan verici. Canlandırırken en çok bu eğlenceli tekinsizliğinden keyif alıyorum.
Bir yandan Yağmur’a çok aşık. Nasıl gelişir bu aşk sizce?
Yağmur, Enver’in çocukluğunda yaşayamadığı ve kafasında idealize ettiği ailesinin başlangıç noktası. Aile olmaya dair umudu diyebilirim. Onun için ona olan sevgisi, karakterinin keskin yerlerini yumuşatıyor.
Peki sizce dizideki en gaddar karakter hangisi?
Ekber Baltacı yıllarca kulübede adam besledi. Onu seçeceğim sanırım :)
Bir önceki projenizden bu diziye geçiş hızlı oldu. Hızlıca adapte olabildiniz mi yeni karakterinize? Nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?
Her rolde olduğu gibi karakterin dünyasına, projenin dünyasına alışmak için zaman gerekiyor. Şu an hala Enver için araştırma yapmaya, düşünmeye, hayal etmeye mesai harcıyorum. Karakteri tanımak için yeterince zamanım olmadığı için başta endişeliydim açıkçası. Ama tüm ekibin birbiriyle uyumlu insanlardan oluşuyor olması bu endişemi yok etti. Şu an hep beraber o atmosferi oluşturuyoruz.
Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy gibi çok değerli isimlerle aynı seti paylaştınız ve paylaşıyorsunuz. Sette onlarla vakit geçirme şansınız da doğuyor mu?
Kıvanç abi de Çağatay da çok iyi, çok keyifli insanlar. Böyle insanlarla zaman geçirmek de keyifli oluyor tabii. Onlarla tanıştığım ve birlikte çalıştığımız için çok mutluyum.
Geçtiğimiz sene Cam Perde adlı filmde rol aldınız, hatta film birçok ödüle layık görüldü, siz de ödüllendirildiniz. Bu sene için de sinemaya dair planlarınız projeleriniz var mı?
Sinemaya dair her zaman gönülden bir isteğim var. Sinemada anlatılan hikayelere çok önem veriyorum ve sinemayı çok seviyorum. “Cam Perde” benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Meslek hayatım boyunca sinemada yer almayı çok istiyorum.
İKTİSAT EĞİTİMİMİ YARIDA BIRAKTIĞIM İÇİN HİÇ PİŞMAN OLMADIM
2009 yılında İktisat okurken, birkaç yıl sonra eğitiminizi yarıda bırakma kararı aldınız. Bu kararı aldığınız için hiç pişman oldunuz mu?
Hiç pişman olmadım. Aksine hayatımda verdiğim en doğru ve en kritik kararlardan biri olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir insanın işini severek yapması hayat boyu mutlu olabilmek için en önemli şeylerden biri. Geriye dönüp baktığımda, huzurla iyi ki diyeceğim en güzel kırılma noktalarından biri benim için.
Hayalinin peşinden giden biri olduğunuzu söyleyebilir miyiz? Sizin gibi oyuncu olmak isteyen kişilere neler önerirsiniz? Oyuncu olmak için günümüzde ne yapılmalı/ne olmalı?
İyi bir oyuncu olmanın önceliği bence gözlem. Farkında olarak yaşamak. Oyuncu olmak isteyen kişilere önerim ise; çok okumaları, izlemeleri. Kısaca dünyayı ve hayatı takip edip, çevrelerinde olup bitenlerin farkındalığıyla yaşamaları olabilir.
Daha üniversitedeyken sınıf arkadaşlarınızla birlikte Ankara'da "Sahne 367"yi kurduğunuzu biliyoruz. Yola çıkış fikri neydi ve bu aşamada karşılaştığınız zorluklar oldu mu?
Tiyatro bizim doğal ortamımız aslında. Sıfırdan kurulan her şeyde olduğu gibi bazı zorluklar yaşadık ama bize tecrübe kazandıran, hayata ve mesleğe hazırlayan zorluklardı. Çıkış fikrimiz de kendi vizyonumuzda, kendi istediğimiz oyunları yapmaktı. Öyle de yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. İstanbul’da farklı sahnelerde oynayan “Küçük Bir Rica” isimli bir oyunumuz var şimdi. Önümüzdeki yaza da yeni bir oyun çalışmayı düşünüyoruz. Sahne 367 gezici kumpanya olarak hayatına devam ediyor.
EZBERİMİ KIZ ARKADAŞIMLA BERABER YAPIYORUZ
Şu anda mutlu bir ilişkiniz var ve sosyal medyada paylaşımlarınız çok beğeniliyor :) Yoğun set takvimlerinden arta kalan zamanlarda birlikte vakit geçirmek zor oluyor mu?
Bu tempoda beraber geçireceğimiz zaman gerçekten çok kısıtlı oluyor, yine de o birkaç saati keyifle geçiriyoruz. Evimizde olmayı seviyoruz zaten. Selin de çok anlayışlı davranıyor bu konuda sağ olsun. Hatta bi süre sonra “Haydi ezber yapma zamanı” diye beni o kaldırıyor, ezberimi beraber yapıyoruz :)
Arkadaşlarınızdan sizi anlatmalarını istesek, sizin için neler söylerler? :)
Enver’i konuşurken rahattım ama kendime dair bir şey söylemek zor oldu şimdi :) Diğer özelliklerimi bilmiyorum ama mutlaka eğlenceli biri olduğumu söylerlerdi ona eminim.
Son olarak sizi daha yakından tanımak isteyenler için en çok nerede, kiminle ve nasıl zaman geçirmeyi sevdiğinizi sormak isteriz…
Evde olmayı seviyorum. Sevdiklerimle, arkadaşlarımla evde sohbet ederek, sakince geçireceğim bir gün benim için ideal bir gün gerçekten. Spor yapmayı da çok seviyorum, o da hayatımın değişmez bir parçası…