KİRLİ SEPETİ HİCVİYLE, HÜZNÜYLE, SÖZÜYLE, DUYGUSUYLA DÖRT DÖRTLÜK BİR YAŞADIĞIMIZ ZAMAN MOZAİĞİ

Yeni diziniz Kirli Sepeti ekranlara başarılı bir giriş yaptı, ilk bölümüyle oldukça konuşuldu. Neler hissediyorsunuz? Hem dizi özelinde hem karakteriniz özelinde aldığınız tepkiler nasıl?

Çok mutluyuz tabii ki. Kameranın hem önü, hem arkası herkesin emekle kafa yorduğu bir şey çıkarmaya gayret ettik ve ortada çok vahşi, kıran kırana geçen bir yarış var. Burada yer bulmak, karşılık bulmak geçmiş zamanlara göre daha değerli elbette.

Henüz izleme fırsatı bulamamış takipçilerimiz için biraz bahseder misiniz Kirli Sepeti’nden? İzleyiciyi nasıl bir dizi bekliyor? Nelerle karşılaşacak izleyiciler Kirli Sepeti’nde?

Hikaye bir kadın cinayetiyle açılıyor, gidişat olarak her ne kadar bu cinayetin katilinin peşine düşmekle ilgili bir yapıya benzese de aslında her sınıfın ve karakterin bir şekilde bir sebepten bu cinayetin öznelerinden olmakla ilgi alanına girip çıkıyor ve bunu tartışıyor; hicviyle, hüznüyle, sözüyle, duygusuyla dört dörtlük bir yaşadığımız zaman mozaiği.

Kirli Sepeti’nin oldukça dinamik ve eğlenceli bir senaryosu var ama bir yandan da ilk bölümde balkondan düşerek ya da itilerek- henüz bilemiyoruz- hayatını kaybeden bir kadın ve onun kaybıyla başlayan bambaşka olaylar dizisi var. Bu yönden bakıldığında da çok farklı duyguları çok başarılı bir şekilde harmanlayarak bize sunuyor Kirli Sepeti. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Biraz önce de söylediğim gibi benim için arayıp bulamadığım bir kumaş işin bütünü.

Dizide Hayriye karakterini canlandırıyorsunuz. Gördüğümüz kadarıyla Hayriye dizinin en neşeli karakterlerinden biri. Hayriye’yi siz nasıl tanımlarsınız?

Hayriye; kendi gündemine yönelse cevaplayamayacağı soru silsilesiyle başa çıkmak için bir persona seçmiş milyonlarca kişiden biri. Tercihen gülüyor, tercihen bencilleşiyor. Yarınını düşünse aksiyon alması gerek, aksiyon alacak olsa alacak yeri yok. Bir döngünün içinde hayatta kalmaya çalışıyor. Doymak için değil, zevk almak için yemek istiyor bence. Songül ve Medine’den başka kimsesi olmayan bir garip Hayriye. Biraz nereden gelip, nereye gittiğini bilmediğimiz biri gibi.

KURŞUN ATIP KURŞUN YEMELİK BİR KIZ KARDEŞLİK VAR BURADA

Hayriye’nin en yakın arkadaşları Songül ve Medine. Bu üç kadının “yukarıdakiler” ile dolu bir dünyada var olma mücadelesini de izliyoruz dizide. Siz bu üçlü arkadaşlık dinamiğini nasıl açıklarsınız?

Kurşun atıp kurşun yemelik bir kız kardeşlik var burada. Her Türkiyeli kadın gibi birbirlerinden başka kimseleri yok ve kenetlenmiş durumdalar birbirlerine.

Senaryoyu okuduğunuzda ilk hissettiğiniz duygu ne olmuştu? Senaryonun hangi yönünden çok etkilenerek bu projede yer almaya karar verdiniz?

İlk okuduğumda “Ben Meryem öldüm, son resmim tebeşirle çizildi” cümlesinde takıldım hala ordayım, Allah bozmasın. Yaptığım, içinde olduğum her şeyin bir şey demesiyle ilgilendim hep, müsterihim.

 

Kirli Sepeti’nin kalabalık bir kadrosu var. Set arkasında en çok kiminle vakit geçiriyorsunuz? Set arkasından bize anlatabileceğiniz bir anı var mı?

Yok desem yaşanmayacağı anlamına gelmesin, daha yeni kaynaşıyoruz:))

OYNADIĞIMIZ HER ŞEYİ BOYUTLANDIRMAYA KAFA YORMAK LAZIM TEMELDE, GERİSİ LAFÜGÜZAF

Bugüne kadar birçok farklı projede, bambaşka karakterle izleyiciyle buluştunuz. Peki sizi en çok hangi rolleri canlandırmak heyecanlandırıyor? Mutlaka şöyle bir rolü oynamak isterim dediğiniz bir rol var mıdır?

Eskiden vardı bu, hatta bu soru gelirse hep en ilginç karakteri bulmalıyım diye dövünürdüm, saçmaymış. Oynadığınız her şeyi boyutlandırmaya kafa yormak lazım temelde, gerisi lafügüzaf; en fazla, okuyan için biraz daha cool görünüyorsunuz sonucu da parlak olmazsa fiyasko.

Genel olarak set olmayan bir gününüz nasıl geçiyor? Boş günlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz ve neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

Valla bu ara boş günlerimi değerlendirmek bomboş durmak anlamına geliyor ama bir ara toparlanır seyahat eder, yemek yer yapar, film festivaline iştirak ederim.

Kaleminizin çok güçlü olduğunu öğrendik. Yazmakla ilgili bir projeniz/ yeni projeleriniz var mı?

Ay çok teşekkür ederim. Var, uzun zamandır bir docudrama fikrim var ama yazma disiplinim bir Golden’ın konsantrasyonu kadar. 

Peki Ceren Moray için ilham kaynağı nedir?  Nelerden beslenirsiniz?

Gezmek, seyahat etmek, izlemek, yemek, spor yapmak

TAKINTI, HIRS EGO, KOMPLEKS, HAZ... HEPSİNİ TERS YÜZ ETTİM, KAFAM ÇOK RAHATLADI

Uzun yıllardır oyunculuk yapıyorsunuz. Oyunculuğa ilk başladığınız dönemdeki Ceren’le şimdiki Ceren arasında nasıl farklar var?

Bunu daha tam anlamıyla psikoloğuma da anlatmadığım bir eşikteyim. Full eğitimdeydim; takıntı, hırs, ego, kompleks, haz... Hepsini ters yüz ettim, kafam çok rahatladı. Takipçi sayısının bir sürü şeyi belirlediği bir dönemde aklımı peynir ekmekle yemedim çok şükür.

Hayvanları çok sevdiğinizi ve bir köpeğiniz olduğunu öğrendik. Hayatınıza nasıl dahil oldu köpeğiniz? Birlikte en çok neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz? Bize anlatmak isteyeceğiniz bir anınız var mıdır?

15 sene birlikte yaşadığım kedimi yeni kaybettim, hayatımda ilk kez bir köpek girdi hikayeye. Bambaşka bir etüt, bir tür delilik; sürekli gözlerine bakıp, “sana bayılıyorum” diyorum, asla dinlemiyor. Müthiş bir yalakalık içinde buluyor insan kendini bir köpekle. Sevilme ve hatırlanma arzusunu bu kadar yüzeye çıkaran başka bir canlı olamaz. Adını “hayır” sanan bir Çetin’in peşinde heder oldum.