“BURAK KARAKTERİNİN AKSİNE BEN GÖZÜ KARA BİRİ DEĞİLİM”
Son Yaz’da ailenin küçük ama tez canlı, gözü kara oğlunu canlandırıyorsunuz. Siz kendi hayatınızdaki kararlarda gözü kara ve tez canlı mısınızdır?
Burak karakterinin aksine ben çok gözü kara bir insan değilim. Gerçekten bir şeyi çok istemem gerekiyor gözümü karartmak için. Ama tez canlıyımdır mesela. Beni heyecanlandıran bir durumun içinde olursam sabırsız birisi olabiliyorum.
Bir nesil sizi ekranda görerek büyüdü. İnsanların size sokakta, restoranda herhangi bir yerde kendi ailelerinden biriymiş gibi davrandığı oluyor mu? Var mı böyle anılarınız?
Karşılaştığım hemen hemen herkes ailelerinin bir üyesi gibi çok samimi ve çok içten karşılıyor beni. Herkesin gözü önünde büyüdüm çünkü. Kendi çocukları gibi sahiplenip, çok içten yorumlar yapıyorlar. Bu samimiyet hoşuma gidiyor. TV’de gerçek olmayan bir karakter, dışarıda gerçek insanlara dokunmuş çünkü.
“HAYATIMIN EN GÜZEL ANLARINI SETTEYKEN YAŞADIM”
Çok erken yaşta oyunculuğa adım attınız. Hiç sette geçen zamanlarınız yerine ‘keşke şurada olabilseydim’ ya da ‘keşke şunu yapabileydim’ dediğiniz şeyler oldu mu?
Bu soruya çok net şekilde cevap verebilirim. Geriye dönüp baktığımda hayatımın en güzel anlarını setteyken yaşadım. O yüzden bu konuyla ilgili hiçbir keşkem yok. Yaptığım iş, çocukluğumdan beri sette olmak bana hiçbir zaman engel olmadı. Neyi kaçırdığımı bilmiyorum ama neyi kazandığımı biliyorum ve bugün anılarıma baktığım zaman çok mutluyum…
Hobileriniz neler? Set dışında nasıl vakit geçiriyor Onur Bay? Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?
Ben sakin bir insanım. Sakinliği, sevdiğim insanlarla kaliteli vakit geçirmeyi seven biriyim. Spor yaparım, çok film izlerim. Zaman zaman yalnız kalmayı severim. Bazen çok düşünürüm, bazen akışına bırakırım her şeyi yoğun yaşarım, çok duygusalım. Onur kısaca böyle biri.
İdol olarak aldığınız bir oyuncu var mı?
İdolüm budur dediğim biri yok ama beğendiğim hayranlıkla izlediğim oyuncular var. Al Pacino, Cillian Murphy gibi ve daha nice başarılı isimler. Onları izlemekten çok keyif alıyorum. Bana her seferinde oyunculukla ilgili yeni şeyler gösteriyorlar. Böyle kaliteli oyuncuların olduğu dönemde yaşamak, onları izlemek büyük bir şans.
Seçme şansınız olsa hangi yönetmenle nasıl bir karakteri canlandırmak isterdiniz?
Ülkemizde yetişmiş hatta dünya sinemasında da yerini almış ve takdirini kazanmış pek çok değerli yönetmenimiz mevcut. Mesela Nuri Bilge Ceylan’ın setinde olmanın hayalini kurmak bile ayrı keyifli bence. Ama dünya sinemasından birbirlerinden tarz olarak ne kadar uzak gözükse de Christopher Nolan ya da Michael Haneke gibi iki önemli yönetmen ile çalışmak benim gibi genç bir oyuncu için çok özel bir deneyim olurdu diye düşünüyorum. Mesela Haneke’nin 1997 yapımı Funny Games’in de Michael Pitt’in canlandırdığı karakter ya da Nolan’ın Dunkirk’ün deki Fionn Whitehead’in hayat verdiği karakter bence benim yaşımdaki pek çok genç oyuncuyu heyecanlandıracak nitelikte…
“MODA DİYE TARZIM OLMAYAN BİR PARÇAYI GİYMEM”
Son Yaz’da özellikle giyim tarzınızla öne çıkıyorsunuz. Normal hayatta da modayı takip eden birisi misiniz yoksa bir tişört bir kot tamam diyenlerden misiniz?
Modayı takip eden biri değilim. Ama giyinmeyi, kendime özen göstermeyi seven biriyim. Özellikle “moda” diye, tarzım olmayan bir parçayı giymem. Çok klişe olacak ama moda kesinlikle insanın kendisine yakışanı giymesidir. Ben de kendimi iyi tanıyorum, ona göre parçalar seçiyorum diyelim…
Kariyer hedefleriniz neler? Sinema veya tiyatro var mı hedefleriniz arasında?
İşimle ilgili çok güzel hayallerim, hedeflerim var ama bende kalsın. Hangi platformda olduğu fark etmeksizin bir hikaye, bir karakter beni heyecanlandırıyorsa onun içinde yer almak için sabırsızlanırım. Elimden gelenin fazlasını yaparım. Sinema, tiyatro bunlar beni çok heyecanlandıran şeyler. Umarım bir gün kariyer yolculuğumda o duraklara da uğrarım.
Son Yaz setinden bahseder misiniz biraz bize? İlk sahnenizde neler hissettiğiniz, ekiple uyumunuz, hatta varsa komik bir anınız.
Oturmuş bir projeye sonradan dahil olmak her zaman zordur. Neticede herkes önceden tanışıyor… Ama sağ olsun oyuncu ve ekip arkadaşlarım ilk günden itibaren çok yardımcı oldular. İlk sahnem de Burak karakterini canlandırmanın ve 15 yılın sonunda yeni bir işe başlamanın tatlı bir heyecanı vardı. O yüzden her sete gittiğimde, her “kayıt” dendiğinde, ilk günkü heyecanımla orada bulunuyorum…