“SAAT GİBİ İŞLEYEN BİR SETTE ÇALIŞIYORUM”
“Son Yaz”ın heyecanla beklenen yeni sezonu bu akşam başlıyor. Böylesi başarılı bir yapıma dahil olmak size nasıl hissettiriyor? Sonradan bir projeye dahil olmanın vermiş olduğu zorluklar var mı?
Çok uzun seneler sonra ilk defa devam eden bir hikayenin içine dahil oluyorum. Benim için zorluk değil de, daha çok kolaylık gibi bu. Çok daha önceden kurulmuş bir dünya, oturmuş bir üslup ve saat gibi işleyen bir set var. Dolayısıyla bana sadece bu güzel ekibe uyum sağlamak ve tadını çıkarmak kalıyor diyelim.
“SARE SON YAZ EVRENİNE BALIKLAMA ATLAYACAK”
“Son Yaz” dizisinde 3 yıllık bir zaman atlaması yaşayacağız ve sizi gizli servis üyesi Sare olarak izleyeceğiz. Sare nasıl biri? Dizinin dengesini tamamen değiştireceğini söyleyebilir miyiz?
“Son Yaz Evreni” diye bir söylem var, bu çok hoş gerçekten. Sare de bu evrene balıklama atlayan bir kadın. Etkisini seyirci izledikçe hissedecek elbette. Sare Organize Suçlar İstihbarat Teşkilatı daire başkanı. Oldukça ağır bir sorumluluğu var aslında. Baba mesleğini hayatının merkezine taşımış. Bunun yanı sıra taşıdığı bir intikam duygusu ve haklı gerekçeleri var. Spoiler veremem ama beni de heyecanlandıran bir hikayesi var Sare’nin...
“SARE’Yİ KENDİME BENZETMİYORUM”
Sare; korkusuz, kararlı, inatçı ve bir o kadar da sert, soğukkanlı, gizemli bir kadın. Sare’nin bu duruşunu kendinize de benzetiyor musunuz?
Hayır benzetmiyorum. Sadece bu özellikler Sare’yi tanımlamaya tam olarak yetmez zaten…
Rolünüz üzerine senaristlerle konuştuğunuz oluyor mu?
Elbette, işe başlamadan önce de çok uzun sohbetler ettik birlikte, devamında da aklıma takılanları her zaman kendilerine sorarım. Zaman zaman birlikte detaylar üretiriz, işimizi süsleriz de... Bence bu çok doğru bir harman. Bu kadar uzun süreler için hikayeler kurmak çok zor maalesef… Senarist, yönetmen ve oyuncu üçlüsü birbirine destek olmalı ve grift bir ilişki kurmalı bence. Aksi eşyanın tabiatına aykırı…
“TÜM EKİP BENİ ÇOK GÜZEL KARŞILADI”
Rol arkadaşlarınız Ali Atay, Alperen Duymaz ve Hafsanur Sancaktutan ile sette nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Hepsiyle çok keyifliyiz, tüm ekip beni çok güzel karşıladı. Ali; ortak arkadaşlarımız, bulunduğumuz dost meclisleri sayesinde ismini çok duyduğum, uzaktan tanıdığım ve yıllardır takip ettiğim çok başarılı bir yönetmen ve oyuncu. Alperen; bitmek, tükenmek bilmeyen enerjisi ve iştahıyla beni çok güldürüyor. Hafsanur ise çiçek gibi çok narin ve zarif. Dilerim ben de onlara iyi hoş buldum diyebilmişimdir…
“SAHNEYE ÇIKMADIĞIM ZAMAN YARIM HİSSEDİYORUM, YENİDEN SAHNEDE NEFES ALMAK İSTİYORUM”
“Yedi Hocalı Hürmüz” “Keşanlı Ali Destanı” tiyatro oyunlarıyla büyük beğeni topladınız. Bu oyunlar sahnelenmeye devam ediyor mu ya da ufukta yeni oyunlar görünüyor mu?
Tiyatro hayatımın olmazsa olmazı, artık sahneye çıkmadığım zaman kendimi hep eksik hatta yarım hissediyorum. “Keşanlı Ali Destanı” talihsiz bir şekilde Covid-19 kurbanı oldu. Yeniden sahnelenir mi? O kadro yeniden nasıl toplanır bilemiyorum… Ancak daha küçük bir prodüksiyon ile ivedi şekilde, yeniden sahnede nefes almak istiyorum.