HAYAL OLARAK BAŞLAYAN BİR DÜŞÜNCEYİ GERÇEĞE ÇEVİRDİKTEN SONRASI İNANILMAZ BİR DUYGU OLUYOR
Kirli Sepeti’yle çok başarılı bir aşağıdakiler- yukarıdakiler hikayesi izliyoruz. Her bölümü hem hüzünlendiriyor, hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Sosyal medyada da oldukça konuşuluyor diziniz. Neler hissediyorsunuz? Hem dizi özelinde hem karakteriniz özelinde aldığınız tepkiler nasıl?
En başından beri çok güzel, mutluluk verici geri dönüşler alıyoruz. Üç hizmetçi kadının, bütün zorluklarla rağmen, hayatta kalma ve hayatla baş etme çabası. Onlar başka insanların hayatlarında sadece hizmetçi olarak degil; bir arkadaş, bir sırdaş veya düşman olarak varoluşlarını sürdürmek zorunda kalıyorlar, her ne kadar zor olsa da... Sanırım seyirci de hikayedeki o gerçekliği, sınıf çatışmasını izlemeyi sevdi. Biz de oynarken alışık olmadığımız bu hikayenin bir parçası olmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz; sanırım iştahımız ve heyecanımızın karşılığı oldu bu güzel tepkiler. Yapımcımız, senaristimiz, yönetmenimiz, diğer oyuncu arkadaşlarımız yani tüm ekibimiz... Heyecanla, mutlulukla bir parçasıyız Kirli Sepeti’nin.
Dizide Medine karakterini canlandırıyorsunuz. Medine, bizce dizideki en masum, en sessiz insan. Bir renk olsa, beyaz olur gibi Medine. Siz nasıl tanımlıyorsunuz Medine’yi? Medine’nin hikayesini sizden duymak isteriz.
Ne güzel söylediniz, kesinlikle beyaz olur. Medine bir çok duygudan habersiz. Çünkü o duyguları yaşayamamış, odağı orası olmamış hayatı boyunca. Öte yandan empati duygusu, duygusal zekası çok gelişmiş biri. İşini en iyi şekilde, hakkını vererek yapmak onun için çok önemli. Dört kolla sarılmış işine çünkü şimdiye kadarki hayatında tek bildiği amaç ekmek parası kazanmak olmuş. Bir de kendini sorumlu hissettiği kardeşi var. Sadece kardeşi olduğu için değil; gerçekten gönülden sevip, çocuğu gibi sahiplendiği birisi Medine’nin. En büyük hedeflerinden biri onun iyi bir eğitim alabilmesi, iyi bir yaşam sürebilmesi... Bunun için çalışma motivasyonunu her zaman diri tutuyor.
Kendi için hayalleri de var aslında, ilerde daha farklı bir meslek sahibi olabilmek gibi... Bir aşk hikayesinin içinde olmak da olabilir mesela... Medine; farkında olmadan derin şefkat ve güven hissi, güçlü bir duygu yoğunluğu hissetmeye başlıyor hikayemizde.
MEDİNE SONGÜL VE HAYRİYE SONUNA KADAR SIRT SIRTA VERİP HER ZORLUĞA KARŞI BERABER MÜCADELE EDEBİLECEKLERİNİ BİLİYORLAR
Bu soruyu Ayça Hanım’a da Ceren Hanım’a da sorduk, size de sormak isteriz; dizide Medine, Songül ve Hayriye’nin “yukarıdakiler” ile dolu bir dünyada var olma mücadelesini de izliyoruz. Siz bu üçlü arkadaşlık dinamiğini nasıl açıklarsınız?
Aralarında çok güçlü bir dayanışma ruhu var. “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için“ derler ya, gerçekten bu üçlüyü çok iyi açıklıyor. Songül kendi canını diğerleri için feda edebiliyor; Hayriye onları korumak için kendi patronlarını karşısına alabiliyor; Medine’yse diğerleri uğruna bütün değerlerinden vazgeçebiliyor. İşte bu kadar önem gösteriyorlar birbirlerine... Sonuna kadar sırt sırta verip; her zorluğa karşı beraber mücadele edebileceklerini biliyorlar.
SİZE İYİ GELİYORSA KALBİNİZDEN ALIP PAYLAŞTIKLARINIZ; AYNI HİSSİ BİR KİŞİYE BİLE HİSSETTİREBİLİYORSA, KAFİ BENCE
Bugüne kadar, oyunculuktan önce birçok farklı alanda çalışma fırsatınız olmuş, bu işlere baktığımızda genel olarak bir çoğunda (farklı alanlarda da) olsa bir yaratıcılık / üreticilik olduğunu görüyoruz. Yaptığınız işlerde yaratıcılığın sizin için çok önemli olduğunu anlıyoruz buradan. Bize biraz bahsetmek ister misiniz, sizin hayatınızda elinizin değdiği, içinde bulunduğunuz işlerde yaratıcılık/ üretici olmak ne demek sizin için?
Ruhun ve bedenin içindeki fırtınayı dünyayla paylaşıp gerçekliğe kavuşturmak dürtüsünden doğan cümleler, kareler, resimler olabiliyor. Aslında ruhu besleyip ona oksijen gibi gelen; nefes olan his tam olarak da bu.
Mesela HOPE diye ufak bir ‘’arthouse’’ video projesi gerçekleştirmiştik. Pandemi zamanı içimden geçenleri nasıl gerçeğe dökebilirim diye düşündüm ve böyle bir çalışma bulmuştum kendime, bunun gibi çeşitli örneklerim var. Böyle hislerden doğan projeler hayata karıştıktan sonra her seferinde çok büyük kitlelere ulaşamayabiliyor ama sayılar en önemsediğin şey olmuyor bazen. Size iyi geliyorsa kalbinizden alıp paylaştıklarınız, aynı hissi bir kişiye bile hissettirebiliyorsa, kafi bence... Farklı olarak bana kendimi çok iyi ve rahat hissettiren bir başka çalışmam daha, desteksiz iç giyim tasarımlarımın üretimine başlayıp bir marka haline getirmek oldu. Hayal olarak başlayan bir düşünceyi gerçeğe çevirdikten sonrası inanılmaz bir duygu oluyor gerçekten. Size iyi gelip; sevgiyle ve şevkle yaptığınız bir şeyin; başkalarında da aynı duyguları uyandırıyor olması... İşte üretmek, yaratıcı olmak böyle bir keyif, sonsuz bir duygu.
Hazır yaratıcılık ve üreticilik demişken, ilhamınız nedir? Sizi besleyen en büyük kaynaklar nedir?
Hayat, insanlar ve hayaller...
Sizin için bir günün güzel geçmesi için olmazsa olmaz olan o şey nedir? Yoğun çalıştığınızı biliyoruz, ancak boş vakitlerinizde yapmayı tercih ettiğiniz, tabiri caizse şarj olduğunuz şey nedir?
Oğlum Marsel ile her saniyesinde, her anında olmak ve var olmak. Genelde onunla oluyorum. Dans dersleri, bakim merkezi ve spor salonu, bunlara da yetişmeye özen gösteriyorum :)
İlk tiyatro deneyiminiz olduğunu öğrendik. Nasıl hissediyorsunuz? Sahneye ilk çıktığınızda hissettiğiniz duygu tam olarak neydi?
İlk seferde tam olarak ‘’Ben bittim“ dedim kendi kendime. Gerçekten o anki hislerin, yaşadığım kalp çarpıntısının tarifi yok. O an orada oynuyorsun ya da oynamıyorsun, tek bir şansın var ve kimseyi kandıramazsın. İyi ki bir parçası oldum. Ekibimiz de inanılmaz eğlenceli ve profesyonel. Bu sene aynı anda hem dizide hem de tiyatroda bulunabilmek büyük bir şans oldu. İkisini aynı zamanda yürütebilmenin başka bir keyfi oldu benim için.
“SANKİ SENELERDİR SAHNEDESİN, ASLA İLK OYUNUNMUŞ GİBİ DEĞİL” YORUMU ÇOK GELDİ
İlk oyundan sonra aldığınız, sizi çok etkileyen bir yorum oldu mu? Bizimle paylaşmak ister misiniz?
‘’Sanki senelerdir sahnedesin, asla ilk oyununmuş gibi değil’’ yorumu çok geldi, bunu epey bir insandan duymak tabii ki bu süreçte beni biraz da olsa rahatlattı :)
Gezmeyi/ farklı yerler görmeyi çok sevdiğinizi öğrendik. Favori tatil/ dinlenme rotanız neresi?
Evet, gerçekten sürekli seyahat edebilirim. Favori yerim Amsterdam.
2020 yılında oğlunuz Marsel'i kucağınıza alarak ilk kez annelik duygusunu yaşadınız. Neler değişti hayatınızda? Marsel’den hayatla ilgili öğrendiğiniz en büyük şey nedir?
“Anda” olmayı ögrendim ondan, bildiğim herşeyi unutup yeniden keşfetmeyi öğrendim onunla. Bir mucizeye her gün şahit olmak nasılmış ondan öğrendim. Çok şükür.