YAZ, OYNARKEN ÖZGÜR HİSSETTİĞİM BİR KARAKTER

Öncelikle NOW ailemize hoş geldiniz! Sizi aramızda gördüğümüz için çok mutluyuz. Yaz Şarkısı enerjisi yüksek, izlemesi oldukça keyifli bir dizi. Dizinin genel hikayesini ve canlandırdığınız karakteri bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Çok parlak, çok eğlenceli, yaz kokan, cıvıl cıvıl renkli bir proje. Genel hikayesi şöyle; Rize’den İstanbul’a okuyup çalışmaya gelen Yaz, aynı zamanda babasının yarım bıraktığı hayali tamamlamak için çırpınıyor. Önüne bir sürü engel çıkıyor. Aşk bile o engellerden biri... Babasının hayallerini, aşık olduğu adam ile gerçekleştirmeye çalışıyor. Yaz, aşık olduğu çocuğun (Kemal’in) umrunda bile değil, ama o fark edilmek için elinden geleni; hatta daha fazlasını yapıyor. Bir yandan da annesinden sakladığı mesleği var, herkesi aynı anda idare etmeye çalışıyor bir süre. Tabii bir yerde olaylar karışıyor. Hem babası için, hem aşkı için yürüdüğü bu yolda karşısına çıkan her engeli aşmak için var gücüyle çalışıyor.  Düşe kalka gittiği bu yolda yakın arkadaşı olarak gördüğü Murat’ın ona olan aşkının farkında bile değil tabii. Muratla oynamak zorunda kaldığı evcilik oyunu da olayları kim bilir daha nerelere götürecek.

Yaz bir yandan oldukça akıllı, tek eliyle dünyayı döndüren bir kız. Ama bir yandan da bir o kadar da saf, sakar, çok aşık ve yumuşacık kalbi olan bir kız. Tabii damarına basılana kadar!  Haksızlığı uğrar veya ona yanlış yapılırsa tırnaklarını çıkartmaktan asla çekinmez ve bir anda başka bir insana dönüşebilir.

Yaz; hedefleri yüksek olan, aklına koyduğunu yapmak için büyük riskler alan, oldukça açık sözlü, hazırcevap, çabuk parlayan/sinirlenebilen bir Karadeniz kızı.  Sizin Yaz ile benzeyen yönleriniz var mı?

Çoğu özelliğimiz benziyor aslında. Ben de tuttuğumu koparmayı severim. Şöyle bir bakılırsa enerjik olması, duygudan duyguya geçmesi gibi birçok özelliğimiz benziyor.

Yaz karakterini oynarken çok eğleniyorum ve çok rahat hissediyorum. Yaz, benden daha karikatürist ama bu çok hoşuma gidiyor. Özgür hissettiğim bir karakter...

Eğer Yaz sizin çok yakın bir arkadaşınız olsaydı, ona söylemek istediğiniz ilk şey, vermek istediğiniz ilk tavsiye ne olurdu?

“Ahhhhh yavrummm ah kuzummm” derdim. “Biliyorum aşıksın, seni çok iyi anlıyorum ama öyle körü körüne aşık olma! Böyle saf, böyle kusursuz sevilmez. Kendinini kıymetini bil! Çaba göster tabii ki ama çok yoruyorsun kendini Yaz’cım. Biraz da karşı tarafın çaba göstermesine müsaade et! Unutma, sevgi neydi? Sevgi emekti.”

Yaz'ın dizideki en büyük iş birlikçisi teyzesi Fadime. Sizin hayattaki en büyük iş birlikçiniz veya suç ortağınız kim?

Benim iş birlikçim yok sanırım. Ben bir şey yapacaksam arkadaşlarıma sorarım, ne cevap verirlerse versinler yine de yaparım. “Bakın ben yapıyorum, sonra arkamı beraber toplayacağız; bu yüzden hazırlıklı olun” derim. Doğru veya yanlış yapasım varsa da yaparım. O yolda geri dönerken zorlanacağımı bilsem bile, yol güzelse yürürüm ben.

Senaryo size geldiğinde neler hissettiniz? Rolü kabul etmenizdeki en büyük etken ne oldu?

Su gibi aktı gitti resmen. Sıkmadı, yormadı veya önceden tahmin edeceğim sahneler olmadı. Hikaye zaten çok hoşuma gitti. Her bölüm sonunda da şaşkınlığım ve merakım artarak devam etti. Hemen tüm bölümleri okumak istedim. Çok içten, samimi kaleme alınmış bir hikaye. Okurken tüm karakterleri gözümde canlandırabildim, en sevdiğim yönlerinden biri de bu.

Yaz Şarkısı için Mustafa Mert Koç ile seslendirdiğiniz şarkı ve yayınlanan klip büyük beğeni topladı. Daha önceki röportajlarınızdan birinde oyunculuktan sonra en sevdiğiniz şeyin şarkı söylemek ve dinlemek olduğundan bahsetmiştiniz. Bu bağlamda dizi için şarkı söyleme ve kayıt süreci nasıl geçti sizin için?

Evet şarkı söylemeyi çok seviyorum ama açıkçası bu konuda herhangi bir eğitimim olmadığı için korkularım vardı. Stüdyoya önce kendi söylediğimiz şarkı ile dans edebilmek için girdik. Demo olacağı için çok rahat geçti. Baktık ki ortaya güzel ve kıpır kıpır bir şey çıktı, demo olarak aldığımız kaydı kullanmak istedik.

Dans zaten çok eğlenceli geçti. Kendi hatalarıma güldüğümüz ve çok eğlendiğimiz yerler oldu.  Sete çıkmadan her gün dans için çalışmamız ve partner olarak birlikte vakit geçirebilmemiz birbirimizi tanımamıza vesile oldu.  Bu da bana setteki sahnelerde çok yardımcı oldu.

KİMDE İMKANSIZSA AŞK, ONDA DAHA CAZİP BENCE

Yaz; karakterleri çok farklı olsa da patronu Kemal’e sırılsıklam aşık. Diğer yandan kendisine aşık olan Murat’ı asla fark etmiyor.  Siz Nilsu olarak aşkı nasıl tanımlarsınız?

Kimde imkansızsa aşk, onda daha cazip bence.İçini kıpır kıpır eden bir şey aşk, kelebekler var sanki karnında. Ben aşıkken çiçekleri görebiliyorum, yoldan geçen kedileri görebiliyorum. Daha önce dümdüz yürüdüğüm yolda aşıkken yürüdüğümde yolun her detayını fark ediyorum. Renkler daha canlı, kokular daha nefis sanki... Ama bir yandan da aşk can acıtıyor. Yaşadığın o güzel hisler bir kıvılcımla tam tersine dönüyor. Nefes alırken bile boğazında hissettiğin o mutluluk, aşık olduğun kişinin tek lafıyla düğüme dönebiliyor, içindeki kelebekler ölüveriyor.

Oldukça yoğun bir çalışma takviminiz olduğunu tahmin edebiliyoruz, tüm bu yoğunluğa rağmen setteki enerjiniz ekrandan hissediliyor. Set arkası nasıl geçiyor peki? Bize anlatmak istediğiniz eğlenceli bir anı var mı?

Ben her zaman söylüyorum, bir saniye bile boş kalmayı hiç sevmiyorum. Sürekli bir yoğunluk içindeyim ama bu durumdan şikayetçi değilim. Çalışmayı çok seviyorum.

Ekiple iyice kaynaştık. Bol bol gülüp eğleniyoruz. Oyuncular zaten çiçek gibi... Allah bozmasın diyorum. Çektiğimiz her sahneye muhakkak doğaçlama ekliyoruz. Hatta bazen teyzemle ve annemle oynarken gülmekten çekemediğimiz sahneler bile oluyor.

EN BÜYÜK İLHAMIM HERKES VE HER ŞEY!

Bir röportajınızda dram türünde bir senaryo yazmak, yönetmek ve bu projede rol almak istediğinizden bahsetmişsiniz. Oyuncu olmasaydınız da kesinlikle senaryo yazmak veya yönetmen olmak mı isterdiniz, yoksa gönlünüzde yatan başka bir meslek var mıydı?

Aslında başka bir mesleği hiç düşünmemiştim öncesinde. Ama sektöre girdikten sonra yönetmenlik ve senaryo yazımı ilgimi çekti.  Aynı sektör ama bambaşka meslekler.  Tabii ki olmak isterdim, merakım var ama bunun için çok yol kat etmem gerekiyor.

Oyunculuk konusunda en büyük ilhamınız nedir/ kimdir?

En büyük ilhamım herkes ve her şey! Etrafımdaki her şeyden beslenmeye çalışıyorum. Gözlem yapma aşığıyım. Karşımdaki oyuncuyu izlerim, yoldan geçen herhangi birini, bakkaldaki satıcıyı veya gördüğüm bir çocuğu gözlemlerim ve hoşuma giden her şeyi keseme atarım. Zamanı geldiğinde çıkarır kullanırım. Muhakkak lazım oluyor.

Yoğun set programlarından arda kalan zamanlarda ne yapmayı seversiniz?

Bu aralar vakit buldukça sadece uyuyorum. Ev, araba, koltuk, yatak, yemek arası... Artık nerede boşluk bulursam.. Hooop yatıp uyuyorum.