Öncelikle sizi NOW ailemizde gördüğümüz için çok heyecanlıyız, hoş geldiniz. Dizide canlandırdığınız Komutan Batur Karanlık karakterini bir de sizden dinlemek isteriz. Nasıl biri Batur Komutan Kubilay Bey, Komutasındaki erleri zorlayan biri mi olacak?
Hoş bulduk! :) Batur, soyadını taşıyor gerçekten. Bazen beni şaşırtabilecek şekilde bile karanlık olabiliyor. Ama askerleri onun canı. Onun için hepsi birer kardeş, evlat. Zorluyor bazen ama yapabileceklerini bildiği ve aslında daha fazlası olduklarını bildiği için beklentisi yüksek komutanlardan.
“DOKUZ OĞUZ, OĞUZ TÜRKLERİNE DAYANAN BİR HİKAYENİN GÜNÜMÜZE UYARLANMASI”
Dokuz Oğuz, aksiyon ve dram dolu bir hikaye. Diziyi siz nasıl anlatırsınız peki?
Aslında metafora dayalı bir hikayemiz var. Oğuz Türklerine dayanan bir hikayenin günümüze uyarlanması gibi. Her karakterimizin çok derin şahsına ait hikayeleri var. Karanlık, daha yolun başında vatanı uğruna sevdiklerini kaybeden ve gittikçe de karanlığa bürünen hikayeye sahip bir karakter. Yaşadığı zorlukların ağırlığıyla yıpranan asker psikolojilerini göreceğiz. Bolca aksiyon göreceğiz. Ama ekip olarak ilk hedefimiz sıcacık bir aile gösterebilmek.
Karakterinizin lakabı ‘Karanlık’ tam olarak nereden geliyor?
Pek çok anlamı var ‘Karanlık’ın onun için... Karanlık Batur’un kendi karanlığını özgür bıraktığı anları temsil ediyor diyebiliriz. “Her yer Karanlık” diyor her çatışmadan önce. Karanlık soyadı evet ama aynı zamanda onun her seferinde tekrar ayağa kalkması, bazen kafesi, bazen de özgürlüğü... Onun dışında geceleri yaşayan biri. Gündüz uyuyup, geceleri ayakta oluyor. Yaşam tarzı, duygulara kapalı olması, görev mantalitesi hatta kendi personasının karşısında duran kaygıları bile karanlık. Aslında karanlığa sarılmış karanlıktan korkanlara zifiri karanlığı öğreten bir asker.
“TELEVİZYONDA GÜÇLÜ KADINLARI İZLEMEK SEKTÖR İÇİN ÇOK UMUT VERİCİ”
Timinizde güçlü kadın askerler de var. Bu size nasıl hissettiriyor?
Timimizde kadın askerler olmasından gurur duyuyorum. Keskin nişancımız Umay Sahra Şaş, karaktere çok başarılı bir şekilde hayat veriyor. Albayımız da kadın; Yasemin Kay Allen. Gözlerinin içine baktığında hazır ola geçesiniz geliyor. Televizyonda güçlü kadınları izlemek sektör için çok umut verici. Bunun için senaristimiz Sülayman Çobanoğlu'na çok teşekkür ederiz.
Sete çıkmadan önce tüm ekip bir eğitimden geçtiniz mi?
Askeri düzen, ordu nizamı ve çok şeyif teknik olması dolayısıyla hepimiz toplu halde 1 aylık eğitimler aldık. Her projede eğitim çok önemli.
Set nasıl geçiyor peki? Sizi zorlayan sahneler oldu mu?
Sete ilk önce Ankara ve Eskişehir’de başladık. Gidenler bilir, ikisi de çok soğuk şehirler. Dağlarda çekim yaptığımız sahnelerimiz oldu. İnanılmaz bir soğuk eşliğinde üstümüzde ağır silah ve korumalarla aksiyon sahneleri çekip, yerlerde yuvarlanıp, helikopterlerden atlıyoruz. Dışardan bakan “deli” der bütün set çalışanlarımıza. Fakat içeriden bir bakışla söylemek gerekirse kamera önü, arkası tüm ekip bir olmak bizim zorluklarla eğlenmemizi sağlıyor sanırım. Dokuz Oğuz seti, uzun zamandan sonra bu kadar ait hissederek gittiğim bir set oldu. Herkesi setten çıktıktan sonra özlediğim bir ortamımız var. Onlarla birlikte çalıştığım için çok gururlanıyorum. İyi ki bir aradayız dediğim bir set.
“DOKUZ OĞUZ, UZUN ZAMANDIR BEKLEDİĞİM VE KENDİMİ BULDUĞUM BİR İŞ OLDU”
Sizi bu projede ne çekti diye sorsak, neden “Dokuz Oğuz projesinde yer almalıyım” dediniz?
Ailemde asker, polis çok var. Aşağı yukarı ben de o bilinçle büyüdüm. Babam da emekli bir asker. Aşinayım ve hayranım askerlere. Dirayetine, çelik gibi iradelerine, bayrak sevgisine, Atatürk saygısı-sevgisine, kurallarına, şakalarına, askerlik anılarına... Çok yakın temasla büyüdüm. Bu sebeple aslında projede yer almak istedim. Bunların dışında aksiyon çok seviyorum, kendim de dövüş sporlarıyla uğraştığım ve biraz hiperaktif bir yapım olduğu için beni en çok doyuran alan aslında. Uzun zamandır beklediğim, kendimi bulduğum bir iş gördüm okuduğumda.
Setten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendirmeyi tercih ediyorsunuz?
Film izlemeyi çok seviyorum, her boş günde kesin bir film izlerim. Benim için de çok besleyici oluyor.
“MARVEL SERİLERİNİ ÇOK SEVERİM”
Defalarca izlediğiniz bir film var mıdır peki?
Canım sıkkın olduğunda izlediğim birkaç film var. Türk sinemasına ait “Pardon” ve “Neredesin Firuze” keyfimi hemen yerine getiren iki film. “Godfather” defalarca izlediğim bir seri. Onun dışında enerjiye ihtiyaç duyduğum zamanlarda Marvel serilerini çok severim. Hepsi ayrı ayrı, moduma göre değişiyor aslında.
En sevdiğiniz süper kahraman filmi hangisi?
Kaptan Amerika :)
Favori yönetmeniniz kim? Ne çekerse oturur izlerim dediğiniz biri var mı?
Gaspar Noe, Quentin Tarantino, Nuri Bilge Ceylan, Çağan Irmak, Ferzan Özpetek, Fellini favori yönetmenlerim. Alman sinemasını da çok sevmeye başladım. Yeni yeni keşfediyorum. Daha karanlık bir seyir zevki sunduğunu düşünüyorum genel olarak ama oradaki yönetmenlerin filmlerini izlemekten keyif alıyorum.