“İŞİMİ İYİ YAPMA DERDİNDEYİM”

Öncelikle NOW Ailesi’ne yeniden hoş geldiniz Alican Bey :) Bu defa Hayatımın Şansı dizisinde izliyoruz sizleri. Onca dizi ardından neden Hayatımın Şansı? Siz senaryonun hangi unsurlarından etkilenerek bu dizide rol almaya karar verdiniz?

Senaryodan önce yapım şirketi etkili oldu. NTC Yapım’la daha önce farklı işlerde çalışmıştım. Çok sevdiğim bir yapım şirketi, ilk etapta bu etkili oldu. Sonrasında Baran (Bekir Baran Sıtkı) benim çok sevdiğim ve güvendiğim bir senarist. İşimi iyi yapma derdindeyim, işimi iyi yapmak için bana alan açacak bir ekibe ihtiyacım vardı, bu ekip te o ekip. O yüzden yirmi yıldan fazla zamandır bu işi yapan birisi olarak kendimi şanslı görüyorum…

Dizide Rüzgar karakterine hayat veriyorsunuz. Dışarıdan her ne kadar sert görünse de, çok merhametli ve iyi yürekli birisi. Siz onu nasıl tanımlarsınız?

Rüzar'ın öfke kontrolüyle ilgili sorunları olduğunu düşünüyorum, ani parlamalar yaşıyor. Mesleğinde sorun yaşamasının sebeplerinden birisi de bu. Evet, içinde iyi birisi ama herkes içinde iyidir, kim içinde kötü ki! :)

“RÜZGAR GİBİ DERİNLİKLERİ OLAN KARAKTERLERİ OYNAMAK GÜZEL”

Rüzgar aslında içinde büyük bir acı barındırıyor. Hem eski eşi onu terk etmiş, hem de oğlu Deniz’i de alıp gitmiş. Şimdi ise Rüzgar’ın tek istediği oğluna yeniden kavuşmak. Bir babaya hayat vermek sizin için nasıl bir duygu?

Ben bir baba değilim, bunlar oyuncular için varsayımsal durumlar oluyor ve başka türlü bir çalışma gerektiriyor. Ama bir baba sahibiyim, iyi de bir baba sahibi olduğumu düşünüyorum. Rüzgar tabii ki çocuğunu çok seviyor, bence eşini de çok seviyor ve karısı da haksız değil onu terketmekte. Bu tür huyları olan, derinlikleri olan karakterleri oynamak güzeldir…

İlk bölümde Rüzgar, Yonca ve kızına kendi evinin kapısını açtıktan sonra eşinden bir kazağı Yonca’ya ve oğlunun kıyafetlerini Sare’ye veriyor. Onlar kıyafetleri giydikten sonra Rüzgar çok duygusallaşıyor, onu bambaşka bir halde görüyoruz. Siz Rüzgar’ın iç dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, çok duygusal bir sahne oldu. Kendi çoçuğunun kıyafetlerini başka bir çocuğun üzerinde görme hali, bunu içten içe kendi de yaratıyor. Tuhaf bir durum gibi geliyor ama insan sonuçta... Hayatta her zaman her şey anlamlı olamayabilir, onun da bu tutumu kendi için çok şey ifade ediyor.

Rüzgar’ı biz önce taksici olarak tanısak ta, sonradan büyük bir sürprizle polisle bir bağlantısı olduğunu öğrendik. Haliyle Yonca’ya kötülüğü olacağından korktu izleyici. Neler söylemek istersiniz?

İyidir seyircide beklenmedik, tekinsiz bir etki yaratmak :) Genelde bu tip şeyleri ilk bölümde yapmak büyük risktir. O yüzden de senaryonun bu konusuyla alakalı çalışılmış olduğunu düşünüyorum. İzleyicinin öyle düşünmesi normal çünkü ben bile senaryoyu okurken öyle düşünmüştüm…

Rüzgar ve Yonca’nın ortak noktaları; çocukları. Biri çocuğunu vermemek, biri de geri alabilmek üzere savaşıyor. Bu ortak noktaları onları ileride bir araya getirir mi, ne dersiniz? :)

Şu anda bile bir araya gelmiş gibi duruyor aslında, beşinci bölümü çekerken Yonca'nın değilse bile Rüzgar'ın ondan bir fayda sağlamaya çalıştığını görüyorum. Bu ne kadar doğrudur yanlıştır bilemem ama sonuçta anne baba olmak bir yerden sonra çocuğu için ‘her yol mubahtır’ noktasına getirebilir insanı.

“MUSA UZUNLAR’IN BU DİZİDE OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE HEYECANLANMIŞTIM”

Genel olarak çekimler nasıl gidiyor? Günlük setiniz nasıl geçiyor ve diğer oyuncularla sık sık bir araya gelebiliyor musunuz?

Sette zaman mükemmel geçiyor. Musa (Uzunlar) abi, Orçun (İynemli), Kemal (Uçar) ile önceden çalışmıştım. Musa abinin bu dizide olduğunu öğrenince heyecanlanmıştım, onu insan olarak çok severim. Hocamız Cemal Şan mükemmel bir adam, benim göz bebeği hocalarımdan biridir, daha önce çalışmadığımız için üzülüyordum ama geç oldu, güç olmadı şükür. Setin atmosferini büyük ölçüde yönetmen belirler. Hocamız da çok güzel bir atmosfer yaratıyor…

Tiyatro oyunlarınız her daim çok beğeniliyor. Şimdilerde de sahnelediğiniz bir tiyatronuz var mı ya da kısa süre içerisinde güzel haberler alır mıyız?

Sürpriz oyun yok şu anda. ‘Dünyada Karşılaşmıs Gibi’ adlı oyunumuz devam ediyor. VW Arena’da oynamaya devam ediyoruz.

“BÜTÜN İŞLERİMDE DOĞAÇLAMA YAPARIM”

Başka bir röportajınızda “Üniversitede yaptığım her manyaklığı kabul ettiler, alkışladılar.” demişsiniz. Oynadığınız dizilerin senaryolarında da değişiklik yapmaya çalıştığınız oluyor mu ya da doğaçlama yaptığınız ve bu gibi davranışlarınız nasıl tepkiler alıyor?

İş başlamadan önce eğer bir yönetmenle ilk defa çalışıyorsam hemen düşüncelerimi paylaşırım. Eklemeler veya çıkarmalar yaparım, bu ister istemez oluyor. Mesela ezber yapamam ama ezber gibi çıkıp oynarım. Bütün işlerimde doğaçlamam vardır, bunu yapmadığım bir tane iş oldu hayatımda o da Berkun'la (Oya) yaptığım iş (Bir Başkadır).

“BENİM HAYALİM; YILLAR SONRA YAPTIĞIM İŞLERİ DÖNÜP İZLEDİĞİMDE YÜZÜMÜ KIZARTMIYOR OLMASI”

Meslekte tüm hayallerinize kavuştuğunuzu söyleyebilir misiniz yoksa kendinize koyduğunuz büyük hedefler oluyor mu, büyük hayalleriniz var mı hala?

Ben hiç büyük hedeflerim olduğunu düşünmüyordum, sadece oyunculuk yapmak istiyordum. Mesleki anlamda hayallerim ideallerim olmadı, hep aynı şeyleri istedim, hala da aynı şeylerdir… İşi iyi yapabilmek, yıllar sonra da dönüp izlediğimde mutlu olmak. Benim hayalim yıllar sonra yaptığım işleri dönüp izlediğimde yüzümü kızartmıyor olması…

Kısa süre önce sosyal medya hesabınızdan Badem adlı bir eşekle birbirinden güzel kareler paylaştınız. Nasıl tanıştığınızı paylaşır mısınız? :)

Badem bizim komşumuzun sıpası, 2 aylıktı tanıştığımızda, arada köydeki evin bahçesinde onunla vakit geçiriyorum :)

“DALIŞ SAYESİNDE DÜNYAYI GEZME FIRSATIM OLDU”

Dalış yapmayı sevdiğinizi biliyoruz. Bu yıl dalış yapma imkanı buldunuz mu, nereleri tercih ediyorsunuz bunun için?

Bu yıl hiç dalış yapamadım. Ama yıllarca Kaş'ta daldım. Türkiye ve dünyanın birçok yerinde dalış yaptım. Hatta dalış sayesinde dünyayı gezme fırsatım oldu, aslında hiç gitmeyeceğim yerlere sırf dalış yapmak için gittim ve gördüm. Dalış benim hayatımın çok önemli bir bölümünü kaplamıştır.

Son olarak yeni yıldan en büyük dileğinizi sormak isteriz…

Bir sene sonra da bunları dilemeyeyim dediğim dileklerim var. Hepimizin ortak dilekleri olabilecek şeyler barış, özellikle bu ülkede sonra dünyada tabii ki barış, adalet, herkesin daha fazla özgür olabildiği adil bir dünya. Umarım bir sonraki sene bunları talep etmem artık…