Kanunsuz Topraklar dizisine Göksel Yılmaz karakteriyle katıldınız. Göksel Yılmaz dizideki dengeleri ne şekilde değiştirecek?
Göksel Yılmaz yeni cumhuriyetin istihbaratının gücünü temsil ediyor. Günümüz için bile hala önemini koruyan yer altı kaynaklarımızın milli iradenin elinde kalması için çaba sarfedecek. Dengeleri ne yöne doğru değiştireceğini birlikte göreceğiz…
“GÖKSEL YILMAZ ROLÜNÜN BENDE UYANDIRDIĞI HEYECAN AYRI OLDU”
Rol ile ilgili size teklif geldiğinde ne düşündünüz? Dönem dizisinde yer alacak olmak sizi heyecanlandırdı mı?
Aynı gün üç dizi teklifi aldım. İlginç bir gündü. Bu rolün ben de uyandırdığı heyecan ayrı oldu. Nedeniyse; uzun süredir birinin babası, bir şirketin patronu, mülayim bir adam olmadığım, beni heyecanlandıran bir rolün gelmiş olmasıydı. Ve bu rolün, gerçek bir vakanın kahramanlarından biri olması, tarihe ışık tutuyor olması heyecanımı artıran ayrı bir sebep oldu.
Kanunsuz Topraklar 1940’ları anlatıyor. Bize set ortamından biraz bahseder misiniz?
Son yıllarda dönem dizileri ekranları doldurdu. Seyirci sevdi bu tarz yapımları. Kanunsuz Topraklar diğerlerine nazaran daha ayrı bir önemde. Cumhuriyetin kurulması ile asıl savaşın daha yeni başladığını anlatıyor aslında. Elbette her dizinin vazgeçilmezi olan bir aşk hikayesinin yamacında anlatılıyor bu hikaye. Bununla birlikte tarihin mücadelesi efsanevi bir dille çıkıyor seyircinin karşısına…
Peki o dönem kıyafetlerini giymek nasıl bir duygu?
Ben bugün de çok farklı giyinmiyorum. Fötr şapka vazgeçilmezim…
Daha önce “Canlandırdığınız her rolün inandırıcı olması gerekir.” demişsiniz. Siz Göksel Yılmaz karakterinin inandırıcı olması için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?
Bir hazırlık süreci geçirecek vaktim olmadı aslında. Tayinim çabuk çıktı Zonguldak madenlerine. Yapımla aynı gün anlaşıp, aynı hafta sete çıktım. Ancak; başta yönetmenimizin, yazarımızın ve yapımın desteği ve onayıyla karakteri Çerkes bir kahraman yaptık. Teşkilatı Mahsusa ve sonrasında Milli Emniyet riyaseti içerisinde Çerkesler bu vatana ahde vefa mahiyetinde oldukça etkin roller üstlendiler…
“TÜRKİYE’DE DİZİ VE SİNEMA ENDÜSTRİSİ ALMANYA’DAN DAHA KALİTELİ”
Almanya doğumlu olduğunuzu biliyoruz. Orada da oyunculuk yapmayı düşündünüz mü hiç?
Düşünmedim doğrusu. Türkiye’de dizi ve sinema endüstrisi Almanya’da olduğundan daha kaliteli ve aktif. İspanya, Norveç, Kore, Amerika diye sorsanız, evet derdim…
“KİMSEYİ MOTOR KULLANMASI VEYA OYUNCULUK YAPMASI İÇİN TEŞVİK ETMEM”
Başka bir röportajınızda gençlere dizi sektörüne girmemelerini önermişsiniz. Neden?
Çevremden kimseyi motor kullanması ve oyunculuk yapması için teşvik etmem. Her ikisi de size zarar verebilecek zorlu yollardan, dönemeçlerden geçiyor. Engeller sizi bir hayli yıpratabiliyor. Özünüzü, kültürünüzü, eğitiminizi ve inancınızı her daim beslemeniz, kendinizi ekrandaki yansımanızdan korumanız gerekir. Tanınır olmak, sevilmek, beğenilmek her ne kadar hepimizin hoşuna gitse de çoğumuz bizden aldığı şeyin farkına varmadan yolun kenarında buluruz kendimizi…
İzleyici evriliyor, izleme alışkanları değişiyor, tüketim hızlanıyor. Oyunculukta ve yönetmenlikte bu durumlara uymanın gerekliliğini mi savunuyorsunuz yoksa dönemsel, geçici trendler olarak mı görüyorsunuz?
Oyunculuk ta yönetmenlik te tarihin başına kıyasla değişti elbet. Sessiz sinemadan, siyah beyazdan renkli bir dünyaya, müzikale, romantik ve dingin bir dünyadan günümüzün kaosuna kadar her adımda yeniden şekil bulduk. Ancak bununla birlikte değişmeyen ve değişmeyecek olan şey tüm aykırılıklara rağmen inandırıcılığımız…
Okurken bu kesinlikle sahneye veya ekrana taşınmalı dediğiniz kitap hangisi?
Momo, Koku… Her ikisinin de filmi yapıldı.
Sizi en son Sen Çal Kapımı dizisinde izleme şansını elde etmiştik. Ardından tatil yapma şansınız oldu. Nasıl geçti tatiliniz, dinlenebildiniz mi?
Bahçemle uğraştım. Her gün yüzdüm, at bindim, bol bol yürüdüm, taş taşıdım. Aslında dinlenmemişim galiba J Aklen huzurlu olduğum yerde bedenim de aklım da güçlü ve günün sonunda dinlenmiş oluyor…
Kaş’taki çiftliğinizde atlarınız, keçileriniz, köpekleriniz olduğu söyleniyor. Hayvan sevginiz çocukluktan mı geliyor? Çiftlik sahibi olmak çocukluk hayallerinizden biri miydi?
Sırıtıyorum şu anda. Maalesef resmi olarak bir çiftliğim yok. Kaş’ta evimizin hemen yakınında arkadaşımın çiftliği var. Orada at biniyorum. Orada vakit geçirmeyi seviyorum. Evet, hayvanları çok seviyorum ve orası da yaşlı dostlarımla dolu bir çiftlik. Eros yaşlı kurt köpeğimiz. Kaptan; gözleri görmeyen kangalımız ve her ikisinin de hala kuyruğunun dibinden ayrılmadığı minik Hera’mız, kendini köpek zanneden bir eşeğimiz ve taklacı güvercinlerimiz var. Atlarımız asıl zenginliğimiz…
“SİNEMA FİLMİM YAKINDA VİZYONDA”
Son olarak dizi dışında yeni projeleriniz ufukta mı? Takipçilerinize duyurmak istediğiniz sürprizler var mı?
Çekimleri tamamlanan, vizyona girmesini beklediğimiz bir sinema filmimiz var. Oldukça farklı ve sürpriz bir karakter canlandırdığımı düşünüyorum. Yakında kokusu çıkar