NOW’un sevilen dizisi “Yasak Elma”dan sonra izleyici sizi “Bay Yanlış” dizisinde Serdar Öztürk karakteriyle izlemeye başladı. Şimdiye kadar hayat verdiğiniz karakterlerden farkı nedir Serdar Öztürk’ün?

Aslında Yasak Elma ile genç rolünden çıkıp, daha yetişkin rollerine başladım ve bu Serdar Öztürk karakteri ile devam ediyor. Serdar Öztürk’ün daha önce oynadığım karakterlerden farkı; hayatta tam anlamıyla ununu eleyip eleğini asmış, kendini kanıtlamış ve hayat mücadelesi içinde olmaktan ziyade hayattan keyif alan bir karakter olması.

Serdar karakteri, detaylara takılan ve her zaman her konuda en iyisine sahip olmak isteyen biri. Siz de mükemmeliyetçi misiniz? 

Evet, mükemmeliyetçiyimdir ama bu huyumu sevmekle beraber, her zaman cool ve iyi bir şey olmadığını düşünüyorum maalesef. Beni hayatta en çok yoran özelliklerimden biridir. Hedeflediğim, olmasını istediğim herhangi bir konuda eylemi mümkün mertebe en iyi şekilde yaparım. Her ne kadar herkes sonuçtan memnun kalsa da, takdir görsem de benim için olmasını istediğim en ideal noktaya ulaşamadığım zaman, mutsuzluk yaşayıp, şikayetçi bir karaktere bürünürüm.

Rolünüze nasıl hazırlanırsınız? Çalışma yöntemlerinizden bahseder misiniz?

Bu konuda epey şanssızım aslında, şimdiye kadar rol aldığım işlerin çoğuna son dakika dahil oldum ve karaktere yeterince hazırlanmak için vaktim olmadı. Role çalışırken bir çok metot var. Öncelikle daha önce performansı sergilemiş, benzer karakterleri izlerim. Bunlar bende bir izlenim oluşturur. Daha sonra karaktere ne katabilirim diye düşünürüm ve beyin fırtınası yaparım. Daha önce çalıştığım, eğitim aldığım oyuncu koçuma bu konuda danışırım. Genel olarak bir karakter yaratırken, sistemim budur.

“BAY YANLIŞ’IN BEĞENİLECEĞİNİ ÖNGÖRMÜŞTÜM”

“Bay Yanlış”ın, reytinglerde yükselen bir grafiği olduğunu görüyoruz. Dizinin bu kadar ilgi göreceğini öngörüyor muydunuz?

Açıkçası ilk üç bölüm senaryoyu okuduğumda karakterlerin hepsinin şahsına münhasır olması, hikaye akışının renkli, canlı olması izleyicinin seveceği bir iş olduğunu gösteriyordu. Yani evet, beğenileceğini öngörmüştüm. Senaryoyu okuyunca ve yapımcımız Faruk Turgut Bey’den de projenin her türlü detayını dinleyince, bu işte olmaya karar verdim. Kararımın doğru ve yerinde olduğunu da, izleyicilerin olumlu tepkilerinden ve reytinglerden anlıyorum.

“ÇEKİMLERİN BAŞINDA TEDİRGİNLİK YAŞADIM”

Nasıl bir set ortamınız var? Dizideki diğer oyuncularla ve çalışma arkadaşlarınızla olan sinerjinizden bahseder misiniz?

Daha önce hiç aynı dizide rol almadığım ve tanımadığım bir ekiple başladım bu işe. Açıkcası ilk başta tedirginlik yaşamıştım ki herkes kendi bildiği, tanıdığı, güvenli ortamında olmayı tercih eder. Ama bütün bu endişelerim okuma provasında son buldu :) Herkesi zamanla tanıdıkça ne kadar güzel insanlardan oluşan bir ekip olduğumuzu anlamaya başladım. Bu sinerjinin oluşmasında yönetmenimiz Deniz Yorulmazer’in de yaşının genç olması ve bu ekibi bir araya getirmesinin payı büyük bence.

“NE KADAR FARKLI VE ÇEŞİTLİ ROL OLURSA, O KADAR MUTLU OLURUM”

Bugüne kadar birçok dizide başarılı roller üstlendiniz. Sizin şimdiye kadar oynamaktan en çok keyif aldığınız karakter hangisi oldu, neden?

Paramparça ve Yasak Elma’da canlandırdığım karakterleri bir kenara ayırırım. Paramparça’da Mithat Mete Pars gizli polisti ve aynı zamanda bir şirkette yöneticiydi, iki karakterli bir iş ortaya koymam gerekiyordu. Oyuncu için bence bulunmaz bir fırsat bu, bizim tutkumuz gerçekte olmadığımız insanların hayatını canlandırmak üzerine, en azından benim motivasyonum bu. Yasak Elma’da da keza aynı – Karakter hem şöför, hem bir yazılım uzmanıydı. Ne kadar farklı ve çeşitli rol, o kadar mutluluk benim için.

“HİÇBİR ZAMAN INDIANA JONES OLMAYI HEDEFLEMEDİM”

Bir röportajınızda hep oyuncu olmak istediğinizi söylemişsiniz ama Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunusunuz. Okuduğunuz bölümle ilgili de kariyer hedefleriniz oldu mu?

Yok, hiçbir zaman Indiana Jones olmayı hedeflemedim :) Oyuncu olmak için İstanbul’a gelmem elzemdi ve bu Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nü kazanmamla oldu. Şikayetçi olmadan okuduğum bölüm maalesef ki yapmak istediğim meslek tercihim değildi ama bana kattığı bilgi ve tarih sevgisini de yadsıyamam. Arkeoloji bilim dalında öğrendiklerimden son derece mutlu olduğumu söyleyebilirim ama ben yapmak istediğim iş olan oyunculuğu hedefleyerek üniversite dönemimde ve sonrasında bu konuya yönelik eğitimler almaya ve çalışmalara başlamıştım.

“YENİ YAŞIMDA BAMBAŞKA BİR TECRÜBE BENİ BEKLİYOR”

14 Temmuz’da yeni yaşınıza girdiniz. Öncelikle yeni yaşınız kutlu olsun  Doğum gününüzü nasıl geçirdiniz?

Bu röportaj vesilesiyle hem size, hem güzel dileklerini ileten herkese çok teşekkür ederim. Yıllardır olmaktan çok keyif aldığım bir yerde ve en yakın arkadaşlarımın yanında geçirdim doğum günümü. Kendimi çok şanslı hissediyorum bu konuda. 30 yaşıma girdim, bambaşka bir tecrübe beni bekliyor, biraz da sabırsızlanıyorum bu tecrübe için.

“EVİMİN KONTROLÜ KEDİMDE”

Hayvanları çok seviyorsunuz. Nevi şahsına münhasır da bir kediniz var  Onunla olan ilişkinizden söz eder misiniz? Aileye nasıl katıldı?

Canlı sevgisi olarak bakıyorum ben bu olaya, bencil olmaktan uzak olup bütün nefes alan yaşayan canlıların tek evimiz olan dünyada eşit olduğumuzu anlarsak daha duyarlı bireyler olacağımızı düşünüyorum. First’e (kedime) gelirsek, dediğiniz gibi epey değişik bir kedi. Her zaman benimle bir mesafesi var. Bazen ben onun evinde yaşıyormuş hissine kapılıyorum, çok baskın bir karakteri var. Evin bütün kontrolü onda ve istediği zaman sadece bana sevdirir kendini. Benim dışımda kalan herkese son derece serttir, kimseyi sevmez :) Bir sabaha karşı sokakta buldum onu, biraz sevdim, sonra taksiye binmek için yolun karşısına geçtim, peşimden yola atladı. Arabalar üzerinden geçiyor ama ezilmiyordu. Çok ufak olduğundan hemen yola atladım ve aldım oradan. O günden bu yana, 5 senedir beraberiz kızımla :)

Kız arkadaşınız Ferhan’ın köpeği var ve sosyal medyada fotoğraflarını da sürekli paylaşıyorsunuz. Hiç köpek sahiplenmeyi düşündünüz mü?

Köpekleri de çok seviyorum ama mesuliyeti çok daha fazla, bu beni biraz yorabilir ve mesleğim sebebiyle çok fazla ilgilenemeyebilirim, dolayısıyla şimdilik böyle bir planım yok. Tabi bunların dışında First de bu duruma fazlasıyla karşı :)

Oyunculuktan arta kalan zamanlarda, vakit ayırdığınız aktiviteler neler?

Çok değişen bir durum bu benim için ama güncel olarak mobil oyun dönemimdeyim diyebilirim. PUBG Mobile fanatiğiyimdir diyebilirim. Kesin olmamakla beraber, ilerleyen dönemde bu konuyla ilgili herhangi bir yayın platformundan canlı yayın yapmak hedeflerim arasında. Tabi bazı hiç değişmeyen aktivitelerim de var; mevsimlerden yaz ise kiteboard yapmaya muhakkak gidiyorum. Şu dönemde setim olmadığı günlerde bile ufak kaçamaklar yapıp, buna vakit ayırdım. Her daim sporsuz kalmamaya özen gösteriyorum.

Yolculuk yapmayı çok sevdiğinizi her zaman dile getiriyorsunuz. En çok gitmek istediğiniz, gezmek istediğiniz yerler nereler? En çok kiminle seyahat etmekten keyif alıyorsunuz?

Birçok yeri gezdim dünyada. Şimdiye kadar Los Angeles ve New York favorilerim arasındadır. Bir sonraki seyahat planım muhtemelen Güney Amerika ülkeleri olacak, çok farklı kültür bize göre o bölgeler.

“KIYAFET ALIŞVERİŞİNDE KENDİME GÜVENİRİM”

Kıyafet seçimlerinizi nasıl yapıyorsunuz? Styling konusuyla profesyonel olarak ilgilenen bir kız arkadaşınızın olması nasıl avantajlar sağlıyor bu konuda? Birlikte alışverişe çıkıyor musunuz?

Kendimi bildim bileli modayı, zevkleri, bana uygun kişileri takip etmişimdir. Genellikle alışverişlerimi kendim yaparım ve bu konuda da kendime fazlasıyla güvenirim. Basic kıyafetler tercihlerimin genelini oluşturur. Desenli, baskılı, çok renk barındıran kıyafet tercihlerinde bulunmam, düz renkleri tercih ederim. Benim için kıyafetlerde olmazsa olmaz dediğim her zaman kesimdir. Ferhan tabi ki büyük bir şans benim için bu konuda. Ben ne kadar kendime güvensem de, kadın gözünün ve dokunuşunun etkisi hepsinin üzerinde.